19 Mayıs 2014 Pazartesi

MADEN OCAĞINDAN KUĞU BEYAZI YARE MEKTUP / DİDEM AÇAR


Her gün saatlerce genzini yakan o kuzgun siyahın içinden çıktığımda, beyaz olan her şeyden daha da uzaklaştığımı düşünüyorum. Gecenin bir saati bazen sıcak suyla köpük köpük üzerimden akan o katran karasını gördükçe, aynaya bakacak cesaretim oluyor. Sabunun bile en beyazını seviyorum. Beni beyaza yakınlaştıran her şeye, ben daha çok yaklaşıyorum. Annem beyaz çarşaflara yatırıyor beni, özlemişliğimin o da farkında. Oysa hiç dile getirmişliğim yok benim. İkimizde bir sır gibi saklıyoruz birbirimizden bu farkındalığı. Böyle daha çok yakıştırıyorum sana kendimi. Beyaza olan yakınlığım arttıkça, yanına yaklaşmaya cesaretim oluyor. Öyle beyazsın ki.  Sevmem hiç siyahı, hiç siyah giymem ben. Giyenleri de anlamam. Renkler varken neden siyah giyerler. Ama siyahın,  senin kuğu beyazlığına bugün ne kadar yakıştığını görünce; vazgeçtim, siyahın hakkını yemekten.. Beyazlığını ödüllendirdiğini düşündüm. Siyaha bulanmış saatlerden sonra yeryüzüne her çıkışımda, eve dönerken başımı döndüren beyaz bileklerini, beyaz yüzünü, boynunu siyah bir günün ödülü gibi gördüğümü düşündüm. Seni ne kadar sevdiğimi söylesem bir gün sana, kızar mısın acaba bana. İkna etsem kendimi bu defa, içsem ya da zil zurna sarhoş, gözüme gelmese hiç bir şey, -bir daha göremezsem seni- endişem yok olsa. Ne kadar siyah olsam, öyle beyaz kalır mısın bana? 

Sen ey kuğu beyazı yar, öyle beyazsın ki. 
Düşündükçe bir maden ocağında aydınlanıyor günüm. 
Düşündükçe heyecan kaplıyor içimi, nasıl anlatayım ki sana içimde her şey sanki yer değiştiriyor. 
Seni göreceğim diye hakkını veriri gibi geçiyor saatler, zoruma gitmiyor. 
Yerin metrelerce altında zifiri karanlıkta, siyaha bulanırken, yakarken genzimi acılar, seni hala sevebilmek ne müthiş. 
Beyaz olduğun dışarıda ki gibi seni hatırlamak ne müthiş. 
Sen öyle beyazsın ki ve bilsen beyaza öyle muhtacım ki…  
Seni öyle seviyorum ki
Söyleyip kaybetmekten öyle korkuyorum ki. …

                                                                                                                                        22 Mayıs 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder